DEMİR FİL-Vücuttaki gereğinden fazla demirin tehlikeleri hakkında bilmeniz gerekenler

//DEMİR FİL-Vücuttaki gereğinden fazla demirin tehlikeleri hakkında bilmeniz gerekenler

DEMİR FİL-Vücuttaki gereğinden fazla demirin tehlikeleri hakkında bilmeniz gerekenler

 

TDDP Yorumu: Halk arasında demir eksikliği durumu oldukça iyi bilinir ama çoğu kişi demir fazlalığı durumundan habersizdir. Taş devri diyeti yapan birisinin hayvansal yağlar ve proteinlerden kaçınmadığı, D3 vitamini ve hayvansal A vitamini içeren besinler tükettiği, yeterli hayvansal kolestrol aldığı ve hayvansal proteinler sayesinde bol hidroklorik asit ürettiği için mineralleri daha başarılı bir şekilde özümseyeceği bilinmektedir. Başka bir deyişle taşdevri diyeti yapan kişilerde mineral ve demir eksikliği görülme ihtimali azalmaktadır. Buna karşılık Kelt kökenli nüfusun sekizde birinde görülen Kelt laneti denilen bir gen kusuru (Hereditary Hemochromatosis yani HH ) nedeniyle bazı insanların vücudu aşırı demir biriktirme eğilimindedir. Bu grupta yeralan insanlar taşdevri diyeti yapıyorlarsa demir fazlalığı görülme olasılığı artar. Kelt laneti ismi sizi bu hastalığın sadece İrlanda’da olacağı yanılgısına sürüklemesin , bu kusurun Türkiye’yi de kapsayan bölge insanlarında görülme olasılığı en az %10 civarındadır. Bu durumu nasıl test edebileceğiniz ve nasıl ortadan kaldırabileceğiniz ile ilgili Türkçe kaynak sıkıntısını bertaraf etmek maksadıyla platformumuz konuyla ilgili aşağıdaki makaleyi Türkçe’ye çevirmiş ve bilgilerinize sunmuştur:

The Iron Elephant – What you should know about the dangers of excess body iron(Demir Fil –Vücuttaki gereğinden fazla demirin tehlikeleri hakkında bilmeniz gerekenler) (Vida Publishing Inc.), gazeteci Roberta Crawford’ın yazdığı, ilk kez sott.net‘teki tartışma platformunda farkettiğim bir kitap. Üyelerden biri ne C vitaminine ne de diyet önlemlerine cevap veren bir oto immün sağlık sorunundan kaynaklanan aşırı yorgunluk ve eklem sorunlarından muzdaripti. Üstelik giderek daha da kötüleşiyordu. Kan tahlili sonuçlarında, yüksek ferritin seviyesi çıktı. Bu da vücutta yüksek oranda demir depolanmış olabileceğini düşündürüyordu. Ayrıca ailesinde hemokromatoz hikâyesi vardı. Bu durum, forumdaki Hemochromatosis and Autoimmune Conditions (Hemokromatozve Otoimmün Sorunları) başlıklı tartışmada epey araştırma yapılmasına ve bilgi paylaşılmasına vesile oldu.

Yavaş ama emin adımlarla ilerleyen süreçte aşırı demir yüklenmesinden kaynaklanan zehirlenme görüntüsü netleşmeye başladı ve nihayet bulmacanın son parçaları da yerine oturdu. Eksiksiz bir diyet uygulayarak sağlıklarına kavuşmakta güçlük çeken birkaç kişide aşırı demir yüklenmesi sorunu olduğu ortaya çıktı.

Vücutta aşırı miktarda demir olduğu sürece, gluten ve süt içermeyip orta düzeyde protein ve bol miktarda hayvansal yağ içeren sağaltıcı ketojenik diyet, gerektiği gibi işe yaramıyordu.

Aşırı demir yüklenmesi vücuttaki herhangi bir organı etkileyebilir ve yorgunluk,depresyon, artrit, kalp ritim bozukluğu, yüksek kan şekeri ve/veya diyabet,nefes darlığı, karında ve bacaklarda şişlik, sarılık, cinsel isteksizlik, erken menopoz, vücut kıllarında dökülme, testislerde küçülme, tiroit yetmezliği ve el ayalarında kızarıklık gibi semptomlar gösterebilir. Kışın azalmayan bronzlaşma söz konusu olabilir veya olmayabilir.

Fazla demir vücudunuzda okside olur ve organlarınızda resmen paslanarak kanser, tromboz (damarlarda kan pıhtılaşması), siroz, artrit vb. hastalıklara yol açabilir.

The IronElephant  kitabı, gereksiz yere demirin zehirleyici etkilerine maruz kalan birçok kişinin acı öyküsünü anlatıyor. Kitap, farkında olmadan gizli bir aşırı demir yüklenmesinin kurbanı olmayabilecek hepimiz için bir uyarı niteliğinde. Gelin, temel konseptlere ve uyarılara biraz daha yakından göz atalım.

 

Demir101

Gıdalardaki demirin sadece %10 kadarı emilebilir niteliktedir. Demir vücut tarafından emildikten sonra artık kan kaybı dışında hiçbir şekilde dışarı çıkmaz. Dışkıyla veya idrarla atılmaz. Bir kez vücuda girdiğinde, inatçı bir şekilde yerleşir.

Kırmızı kan hücresi kemik iliğinde oluşur ve yaklaşık 120 gün yaşar. Hücre parçalandığında demir açığa çıkar ve yeni kan hücrelerinde kullanılmak üzere geri dönüşüme girer. Tırnaklardan, ölü deri hücrelerinden ve diğer döküntüler yoluyla günde sadece 1 mg kadarı atılır. Gıdalardan alınarak tamamlanması gereken miktar da bundan ibarettir.

Birçok kişi, demir metabolizmasındaki dengesizlik nedeniyle vücudunda her gün gizlice, farkında olmadan aşırı miktarda demir biriktirir. Bu kişilerin vücutları, gerekmeyen demiri emmemezlik edemez. Demir o kadar bol ve her yerde bulunur ki pratikte demir içermeyen bir diyet oluşturmanız mümkün değildir.

 

Kelt Laneti

32 milyon kadar Amerikalı (Kuzey Avrupa kökenli kişiler arasında ortalama her sekiz kişiden biri) aşırı demir yüklenmesi hastalığı veya demir depolama hastalığı olarak da adlandırılan genetik hemokromatoz bozukluğunun taşıyıcısı. Kalıtsal hemokromatoz (HH), “Kelt Laneti” olarak anılıyor ve ABD’deki en yaygın genetik hastalık. Araştırmacılar HH’nin en az 40.000 yıl önce, şu anda İrlanda olarak bildiğimiz bölgede, demir açısından çok fakir beslenme ve kıtlık koşullarında genleri aşırı demir emilimi sağlayacak şekilde mutasyon geçiren tek bir atadan kaynaklandığını düşünüyor. Günümüzde, kökeni bu soya dayanan kişilerin vücudunda aşırı demir emilimi meydana gelip vücuttaki demir toksik seviyeye ulaşıyor.

Bir hepatolog (karaciğer hastalıkları uzmanı) olan Geoffrey Block’un (MD) tezi şöyle:

[HH’den sorumlu] HFE gen mutasyonu, 40.000-60.000 yıl önce meydana geldi. İnsan DNA’sının geçmişi 120.000-200.000 yıl öncesine dayanır. C282Y (HFE) mutasyonunun etnik kökeni Kelt ‘İmparatorluğu’na dayanır. Çoğu kişi Keltlerin İrlanda’da yaşadığını düşünür. Ancak, 40-60.000 yıl önce İrlanda’dan Moskova’nın batısına, kuzeyde İskandinavya’nın yukarı bölümlerine, güneyde İspanya ve Portekiz’e ve güneydoğuda İtalyan yarımadasından Yunanistan’ın kuzeyine ve Türkiye/Irak’a kadar olan bölgelerde yaşıyordu.”

Daha seyrek görülmekle birlikte başka herhangi bir etnik grup da (sözgelimi Asyalılar veya Yahudiler) aynı mutasyonu geçirmiş olabilmektedir. Aslında bu anomalinin tek gen taşıyıcısı,dünya çapında 650 milyon kişiye, yani yarım milyarın üstünde kişiye geçmiştir. Şüphesiz bu bayağı büyük bir sayı.  İşin acı tarafı, bugüne, 2013 yılına kadar birçok kişi, demir testlerinin doğru şekilde yorumlanması şöyle dursun, doktorlarını demir testi yapmaya ikna etmekte bile ciddi güçlük çekmekte. Gereğinden fazla demirin vücudu terk etmesinin, kanamadan başka yolu yoktur. Vücutta aşırı miktarda demir depolanmaya başladığında, zarar görmeyi önlemek için fazlasının boşaltılması gerekir. Vücutta hasar meydana geldikten sonra artık çok geç kalınmış demektir. Bir sağlık sorunun nedeni demirse, demirin fazlası vücuttan atılmadığı sürece, hiçbir test, hiçbir tedavi yöntemi kalıcı olarak işe yaramaz. Demir fazlası artrite, tiroit yetmezliğine, diyabete, siroza, kardiyomiyopatiye, kronik yorgunluk sendromuna ve başka pek çok hastalığa yol açabilir.

Aşırı demir yüklenmesi, her insanın kendine özgü metabolizmasına bağlı olarak farklı dereceden hasara yol açar.

 

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden Kansere Yakalanabilirsiniz

Karaciğerde aşırı demir depolanması, primer karaciğer kanserine yol açan, karsinojen bir faktördür. Demir fazlası nedeniyle siroz gelişmemişse ve uygun tedavi uygulanırsa ender olarak karaciğer kanseri gelişir. Erken teşhis hayati önem taşır.

The Iron Elephant  kitabında yer alan en önemli konseptlerden biri şu tartışmadır: Genel kabul gören tüm inanışların aksine, Hodgkin hastalığında veya cüzamda beyaz kan hücrelerinin (lökositlerin) sayısı azalmaz; sadece olmaları gereken yelerden başka bölgelerde tutulurlar.Beyaz kan hücrelerini tutan ajanınsa demir olduğu kanıtlanmıştır.

Demir, immün sistemi baskılar. Tümörlerin hayatta kalmak için demire ihtiyacı vardır. Tümörlerin demir tutma fenomeni nedeniyle, demir eksikliği bulgusu varsa kanser aranmalıdır. Vücuttaki demir, tümör tarafından tutulup kan üretimi için yeterli demir kalmayabilir.

Meme kanserlerinde kuru demir ağırlığı, normal meme dokusuna oranla üç kat daha yüksektir. Metastazlı meme kanserlerinin %90’a yakınında yüksek serum ferritini görülür – bu, demir depolanmasının belirtisidir.

Enfeksiyonlarda ve habis tümörlerde vücuttaki demir, depolama hücrelerine kayar. Kanserin ciddiyet derecesiyle demirin yer değiştirmesi arasında ilişki vardır. Kişi iyileştiğinde demir düzeyi tekrar normale döner. O yüzden demir göstergelerinin izlenmesi çok önemlidir. Değerler düşükse, kanser veya enfeksiyon aranması şarttır.

Vücuda demir girişinin bir başka biçimi de solunum yoluyladır; bu da kanser riskini artırır. Demir madenlerinde çalışanlarda bronş kanseri gelişmesi oranı, genel nüfusun beş ila on katıdır. Hemokromatozlu hastalarda akciğer kanseri, beklenen ortalamanın neredeyse 8 kat üzerindedir. Başka kanserlerin yanı sıra pankreas, mide, rektum, safra kesesi, mesane, prostat, kolon ve beyin kanseri, bildirilen başka kanserler arasındadır.

 

Vücutlarında aşırı demir yüklenmesi olan kişiler, kanser gelişimine uygun bir ortam hazırlamış olur.

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden Artrite Yakalanabilirsiniz

İşaret parmağını ve orta parmağı tutan ağrı veya katılık, aşırı demir yüklenmesinin tipik belirtilerindendir. Ancak bu belirtiler, aşırı kullanıma ve zorlanmaya göre değişebilir. Biriyle el sıkıştığınızda parmaklarınız acıyor ve ağrı kolay kolay geçmiyorsa demir testi yaptırın. Diz, kalça, çene ve omuz da etkilenebilen eklemler arasındadır. Eller, bilekler ve dizler gibi ağırlık taşıyan eklemler en sık etkilenir. Her zaman eklem ağrısı görülmeyebilir.

Bazen, el ayasını etkileyen bir proliferatif bağ dokusu bozukluğu olan Dupuytren kontraktürü de görülebilir. Ciddi vakalarda el, pençe biçimini alır. Vücudun başka kısımlarında (yanak, karın, kol) buna benzer bir şey olduğunda buna panikülit adı verilir. Dokular, gamze izlenimi verecek şekilde alttaki bağ dokusuna sabitlenmiş gibi görünür.

Artrite, tendonlarda ikincil enflamasyonlu akut sinovit (eklem zarı yangısı) eşlik edebilir. Ancak aşırı demir yüklenmesinin en sık görülen özelliklerinden biri, yalancı gut olarak da bilinen kondrokalsinozdur.

Artrit, iyileştirilmesi en güç semptomlardan biridir. Ayrıca demir, mikroorganizmaların üremesini kolaylaştır. Bu da artrite eşlik eden enflamasyonu artırabilir.

 

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden Kalp Hastalıklarına Yakalanabilirsiniz

Vücutta demir birikimi, kalp krizini izleyen ritim düzensizliklerini büyük ölçüde artırabilir. Ayrıca demirin şelatlaştırılması, kalp krizini izleyen ritim düzensizliklerini büyük ölçüde azaltır. Uzun süredir tolerans sınırları içinde olduğu kabul edilen demir düzeylerinin bile kalp üzerinde zararlı etkileri olabilir. Göreceğimiz gibi, tolerans sınırları içindeki düzeyler bile fazlasıyla zehirli etki gösterebilir. Normal demir yüklenme düzeyleri fazlasıyla yüksek olarak belirlenmiştir ve demirin zehirli etkileri göz önüne alınarak yeniden tanımlanmalıdır.

Atrial ektopik kalp atışı, atrial fibrilasyon, (uzun süredir elektrokardiyogramda normal bir değişiklik olarak kabul edilen) tamamlanmamış sağ dal bloku, düşük gerilim ve kalp büyümesi, aşırı demir yüklenmesi sorunu olan kişilerde daha sık görülmektedir. Demir depolama hastalıklarında kalp yetmezliği vakalarının sayısı artar.

C vitamini takviyesi yapmak tehlikeli olabilir. C vitamini demire bağlanarak gittiği her yere birlikte götürür ve bu yolculuk kalp kasında sona erebilir. Demirle birlikte alınan C vitamini, demirin emilimini artırır.

Kalpte demir, aritmiyle ve kalp hasarıyla ilişkilendirilen bir zehirdir.

 

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden Siroza Yakalanabilirsiniz

Demirin başlıca hedef organı çoğu zaman karaciğerdir. Bunun sonucunda karaciğerde aşırı demir yüklenmesi ve hasar meydana gelir. Karaciğerde ya büyüme ya da atrofi (küçülme) görülür. Karaciğer değerlerinin bir türlü normalleşmemesi, aşırı demir yüklenmesinin belirtilerindendir.

Her siroz şüphesinde demir testi yapılmalıdır. Siroz, kronik karaciğer hastalığının sonucunda ortaya çıkar ve fibrozis, yara dokusu ve yenilenme nodüllerinin normal karaciğer dokusunun yerini alması yüzünden karaciğer fonksiyonları bozulur. Karaciğer yetmezliği, zihin bulanıklığı dâhil olmak üzere çok çeşitli sorunlara yol açar. Karaciğer tembelliği yaşadığınızda protein ve yağ gibi sağlıklı gıdaları bile metabolize etmekte daha fazla zorlanırsınız.

 

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden Diyabete Yakalanabilirsiniz

Zor başa çıkılan ve/veya beklenenden daha erken yaşta ortaya çıkan diyabet, aşırı demir yüklenmesine işaret eder. Hastalığın ciddiyeti, vücuttaki demir miktarına ve diyabetin, demir birikme sürecinin erken aşamalarında mı geç mi fark edildiğine göre değişir. Vücuttaki fazla demir bir an önce atıldığı takdirde düzelme beklenebilir.

Pankreas hasarının altında aşırı miktarda demir birikmesi yatıyorsa kan şekeri seviyesinin düzenlenmesi son derece zordur.

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden İmmün Sisteminiz Zayıflayabilir

Vücudumuz,demirin mikroorganizmalara geçmesini önleyen mekanizmalara sahiptir. Ancak, vücutta aşırı demir yüklenmesi olduğunda bu beceri büyük ölçüde zayıflar. İmmün fonksiyonları zayıflamış kişilerin, vücuttaki demir yüklenme düzeyini kontrol ettirmesi gerekir.Demir düzeyi yüksek olan kişiler enfeksiyonlara çok daha açık olur. Bazı enfeksiyon hastalıklarında vücutta demir depolanması düşük düzeyde olduğunda ölüm oranı düşer.

Birçok anemi türünün kendi içinde demir yüklenmesine yol açan anemiler olduğu kolaylıkla unutulan bir şeydir. Sözgelimi talasemi ve sideroblastik aneminin yanı sıra başka birçok anemi bu tür anemilerdir. Böyle bir durumda yapılacak en kötü şey demir takviyesine sarılmaktır. Demir takviyesi, altta yatan sorunları düzeltmek doğrultusunda hiçbir işe yaramayıp durumu daha da kötüye götürür. Romatoid artrit hastalarında, vücudu artrite karşı savunmak amacıyla demirin tutulmasını sağlayan bir savunma mekanizması olarak anemi görülebilir.

Demir takviyesiyle düzelme sağlanabilen tek anemi demir eksikliği anemisidir. Bu sorununsa sadece hemoglobin düzeyine bakılarak teşhisi imkânsızdır. Demir depolarının kontrol edilmesi gerekir.

 

Tedavi Edilmeyen Aşırı Demir Yüklenmesi Yüzünden Aşırı Yorgunluk Yaşayabilirsiniz

Hipotiroidizm, aşırı demir yüklenmesinin komplikasyonlarından biri olabilir. Kronik yorgunluk sendromu görülen kişilerin demir yüklenme düzeyinin araştırılması gerekir.

İronik bir şekilde, solgunluk, kilo kaybı ve yorgunluğun altında yatan nedenlerden biri aşırı demir olabilir. Aslında hemokromatoz teşhisi konan kişilerin en az %25’i anemik olabilir.

 

Laboratuar Araştırmaları

Ferritin, vücutta bol bulunan ve demiri depolayıp kontrollü şekilde serbest bırakan bir hücre içi proteindir. Vücuttaki ferritin düzeyi, depolanan demir düzeyini yansıtır. Demir geçişini tutan ve kontrol eden, transferrin adlı demir bağlayıcı özel bir protein vardır. Transferrin demire bağlanarak, demiri ihtiyaç duyulan yerlere götürür.

Kan plazmasındaki demir konsantrasyonu desilitrede yüz mikrogram kadardır. Serumdemiri(SI) normal değerleri, tahlili yapan laboratuara bağlı olarak 50 ilâ 160 arasında değişir. 150’nin üzerinde serum demiri tespit edildiğinde transferrin doyma ve ferritin düzeyine bakılmalıdır.

Kan plazması, desilitre başına yaklaşık 300 mikrogram demirle birleşmeye yetecek kadar transferrin içerir. Buna toplam demir bağlama kapasitesi (TIBC)adı verilir. Demir konsantrasyonu yüz mikrogram olduğunda plazmadaki transferrin yaklaşık üçte bir doymuş demektir.

Transferrin doyma yüzdesi, serum demiri TIBC’ye bölünüp 100’le çarpılarak hesaplanır. Bu değer, bu önemli iki sayının birbirine olan oranıdır. Normal aralık, %25-35’tir. %45’in üzerinde, artmış transferrin demir doygunluk yüzdesi ve beraberinde serum ferritin düzeyinin de arttığı tespit edilirse aşırı demir yüklenmesi söz konusu demektir ve kan alma (flebotomi) işlemine başlanmalıdır. Kan değerlerine, aç karnına, sadece yeterli miktarda su içmiş durumdayken bakılmalıdır.

Demir düzeyi, her gün veya her saat aynı olmaz; sürekli olarak dalgalanma gösterir. Sürekli olarak transferrin doygunluk düzeyi %45’in, ferritin düzeyiyse 150’nin üzerinde seyrediyorsa aşırı demir yüklenmesi var demektir.

Hemokromatoz gen taşıyıcısı olma ihtimali olan veya hemokromatoz teşhisi konmuş birinin akrabası olan kişilerin kan tahlillerinin “normal” sonuç verip sonradan ciddi ölçüde demir yüklenmesi sonucu verebileceği unutulmamalıdır. Aileler içindeki demir birikim oranı değişkendir.

Akrabalarda hiç bir semptom görülmediğinde ve kan testleri normal sonuç verdiğinde, yine de ısrarlı bir şekilde testlere devam edildiğinde bazen sonradan aşırı demir yüklenmesi sonucu alınabilmektedir. Kan testleri normal sonuç verse bile teşhis, karaciğer testleriyle doğrulanmalıdır.

Amerikan Hemokromatoz Derneği Yönetim Kurulu, %40’ın üzerinde transferrin doygunluk yüzdesi ve 150ng/mL’nin üzerinde serum ferritin düzeyinin, vücutta aşırı demir yüklenmesi veya aşırı demir depolanmasının belirtisi olabileceğini ve DNA testi sonuçları ne olursa olsun kan alma (flebotomi) işlemi uygulanması gerektiğini belirtmiştir.

Bazı araştırmacılar, ferritin düzeyinin 20-80 ng/ml arasında olması gerektiğini, ideal aralığın 40-60 ng/ml olduğunu söyler. Test sonuçlarınız bu değerlerin üzerinde ama 150’nin altında sonuç veriyorsa kan bağışı yapmanızda yarar olabilir. Bunun size sadece yararı olur. Üstelik kanınız muhtemelen o kana sizden daha çok ihtiyacı olan birine verilecektir.

İşte tüm bu araştırmalara ilham kaynağı olan kişiyle ilgili yakın tarihli bir vaka öyküsü:

Ciddi sorunlar yaşayan ve doktorun düzenli kan vermeyi tavsiye ettiği kızımız, son birkaç haftadır müthiş düzelme gösterdi. İki haftada bir yaklaşık yarım kilo kan veriyor. Değerleri aşırı yüksek çıkan birinin elbette olabildiğince kısa süre içinde düşürmesi gerekir. Ama başta kısa süre içinde iki kere kan verdikten sonra, şimdi uyguladığımız takvim işe yarıyor gibi görünüyor.Sadece biraz kandan kurtulmakla enerjisinin ve ruh halinin nasıl düzeldiğini görmek harika bir duygu.

Kan bağışı yapamayan ve/veya doktora flebotomi tedavisi yazdıramayan kişiler, oral EDTA şelasyonu ve/veya  aktif kömür yardımıyla demir fazlasından kurtulabilir. İşte, bu ikinci yöntem hakkında ilginç bir vaka öyküsü:

Veri havuzu için bir güncelleştirme – Son 2 aydır birkaç günde bir ortalama bir kilo kan verip aktif kömür içtikten sonra (bazı günler içtim bazı günler içmedim) Ferritin seviyem 197’den 55’e düştü. Yani sanırım aktif kömürün bunda önemli rolü var, çünkü anladığım kadarıyla yarım kilo kan verildiğinde sadece 50 puan kadar düşmesi gerek. Dolayısıyla, bu düşme sadece verdiğim kandan olsa 97 civarında olmasıgerekirdi. Tabii farkında olmadığım başka faktörler de söz konusu olabilir.Serum demir seviyesi 70’e düştü ama bu fazla bir şey ifade etmiyor.Ne yazık ki bu seferki doktor bağlama kapasitesi testlerinin ikisini de yapmadı. O yüzden, doygunluk hakkında bir fikrim yok. Mantıken onun da daha iyiye gitmiş olması gerek(sanırım). Kızılhaçın izin verdiği sıklıkta kan vermeye devam edeceğim. Herhalde bu şekilde sorunum çözülecek. Diğer bütün kan testlerim normaldi ve doktor, karaciğer büyümesi falan olmadığından emin olmak için karın ultrasonu yaptı. Orada da her şey normal görünüyordu. Bir karaciğer hemanjiyomum vardı, selim bir kütle. Ama doktor, bunun önemli olmadığını söyledi.Anlaşılan, EDTA yaptıramayacak olanlar veya yaptırmak istemeyenler için aktif kömür bir alternatif.

Bu konuda daha fazla bilgi edinmek için Iron Disorders Institute (Demir Bozuklukları Enstitüsü) adresine gidin ve The Iron Elephant – What you should know about the dangers of excess bodyiron (Demir Fil – Vücuttaki gereğinden fazla demirin tehlikeleri hakkındabilmeniz gerekenler) kitabını okuyun.

ÇEVİREN: TAŞ DEVRİ DİYETİ PLATFORMU

Bu belge: http://www.tddp.org/demir-fil

Kaynak: health-matrixdotnet/blog/2013/07/06/the-iron-elephant-the-dangers-of-iron-overload/ 

By |2019-01-11T22:36:18+00:00Kasım 22nd, 2015|Sağlık|