Kalp Krizi ve İnme Riski Nasıl Azaltılabilir?

//Kalp Krizi ve İnme Riski Nasıl Azaltılabilir?

Kalp Krizi ve İnme Riski Nasıl Azaltılabilir?

TDDP Yorumu:Dr. Jeffrey Dach tarafından kaleme alınan koroner kalsiyum skorlamasını izleyerek kalp krizi ve inme riskini tersine çevirmeye yönelik beslenme , yaşam tarzı ve takviye tavsiyelerini içeren bir makale platformumuzca özetlenerek aşağıda Türkçe’ye çevrilmiştir, Dünya’da ve ülkemizde kalp krizi ve inmenin bir ve iki numaralı ölüm nedenleri olduğu gözönünde tutarak bu çevirimizin halk sağlığına katkı sağlamasını umuyoruz.  

Ateroskleroz  ( Damar Cidarı Plaklanması, Damar Sertliği )  Nedir?


       20-30 yaş              50-70 yaş

Soldaki şekilde görüldüğü üzere genç yaştaki bireylerde damar cidarlarında belli belirsiz küçük bir plak oluşumu gözlenir, yaş ilerledikçe bu plak oluşumu büyür. Bu plak oluşumunun yaklaşık %20’si kalsiyumdan oluşur, dolayısı ile bu kalsiyum aynen kemiklerdeki kalsiyum  gibi tomografi ile gözlemlenebilir, dolayısı ile anjiyoya alternatif olarak tomografi yolu ile yapılan  Koroner Kalsiyum Skorlaması  yöntemi ile damar sertliğini gözlemlemek ve kalp krizi riskini belirlemek olanaklı hale gelir.  AHA (American Heart Association yani Amerikan Kalp Birliği) yakın zamanda Koroner Kalsiyum Skorlamasının kalp krizini tahmin etmeye yönelik güvenilir bir yöntem olduğunu kabul etmiştir.

Tedavi edilmeyen hastalarda damar cidarlarındaki plaklanma her sene %30-%35 oranında artar, dolayısı ile yaşlandıkça büyüyen plaklar  kan akışını engelleyerek kalp krizine yol açabilmekte yada plak yırtılarak ani bir kan pıhtısının oluşumuna yol açarak damarın tıkanmasına neden olabilmekte ve bunun sonucu kalp krizi yada inme riski yaratabilmektedir. Her iki durumun da sonucu  maalesef  ani ölüm olabilmektedir

Damar Cidarlarında Neden Plak Oluşur?

Damar plaklanması damarlarda enflamasyonu takiben iyileşme sürecinin doğal bir sonucu olarak damar cidarlarında tamirat amacıyla kemiksi bir yapı oluşumudur. Damar plaklanması yaşla birlikte artmaktadır.  Koroner Kalsiyum Skorlama yönteminin savunucusu olan Dr. William Davis’e göre  tedavi edilmeyen hastalarda koroner kalsiyum skoru (yani damar plak hacmi) yılda  %30-35 seviyesinde artabilmektedir.  Aşağıdaki resimde de görüldüğü gibi kalsiyum skoru yükseldikçe kalp krizi ve inme riski artmaktadır.

 

 

 

 

 

 

 

Koroner Kalsiyum Skorlama Hakkında Herşey

Koroner Kalsiyum Skorlama Yöntemi Dr. William Davis tarafından savunulmaktadır, Dr. Davis’e göre :

1) Kalsiyum skorlama yöntemi seneden seneye plaklarda ne kadar artış olduğunu izleme imkanı sunar.

2) Kalsiyum skorlama damar plak hacmi hakkında çok hassas bir fikir verir, skorlamada plak oluşumunun sadece kalsiyum içeren sert kısmı görülmekle birlikte bunun toplam plak hacminin %20’si olduğu bilinmektedir.

3) 64 dilimli bilgisayarlı tomografi cihazları damar içine herhangi bir nükleer madde enjekte etmeye gerek kalmadan hassas bir biçimde kalsiyum skorlama yapabilmektedir.

Dr. William Davis’in Plaklarınızı İzleyin Programı Neler Tavsiye Ediyor?

1) Oniki ayda bir Bilgisayarlı Tomografi yoluyla Koroner Kalsiyum Skorunuzu ölçtürün ve böylelikle tedavinin plaklarınızdaki büyümeyi durdurup durdurmadığı ile ilgili geri beslenme alın.

2) Quest-VAP yada  LabCorp-NMR gibi sofistike bir lipoprotein paneli ile lipoprotein profilinizi çıkartın, bu ölçümler plak oluşumunun gizli nedenlerini ortaya koyacaktır.

3) Erişmek istenen ana hedef yıllar geçtikçe koroner arter kalsiyum skorunun düşmesi olmalıdır.

Kalp Hastalığını Durdurma yada Tersine Çevirme Başarınızı Nasıl Ölçebilirsiniz?

Dr. Davis’e göre tedavi edilmeyen hastaların koroner  kalsiyum skoru senede %30-35 artış göstermektedir. Dr. Davis’e göre başarı bu skordaki artışın senede %30-35 seviyesinden %5-10 seviyesine düşürülmesi olarak tanımlanmaktadır. En istenen sonuç ise bir sene sonra bir öncekinden daha düşük bir kalsiyum skoru elde etmektir ancak bu hedefi yakalamak oldukça zordur.

Plaklarınızı İzleyin  Programının Ayrıntıları

Aşağıdaki Hedeflere Ulaşın

a) Başlangıçta Dr. William Davis  ölçülen LDL seviyesini 60 mg/dl ‘nin altına düşürme hedefini vermiştir  ancak 23 Ağustos 2016’da bu konuda bir güncelleme yayınlamış ve LDL seviyesi hesaplama yerine ölçme yoluyla elde edilse dahi LDL seviyesinin kardiyovasküler rahatsızlık riski ile ilişkilendirmeye uygun bir ölçüt olmadığını , LDL partiküllerinin oksitlenmeye çok elverişli olan küçük partiküllerden,  oksitlenmeye çok dayanıklı partiküllere kadar pek çok partikül tipini içerdiğini, bu partiküllerin gerçekten kardiyovasküler hastalıklarla ilintili bir risk oluşturup oluşturmadığını tespit etmek için gelişmiş Lipoprotein testi yapılması gerektiğini söylemiştir.

Yorum: Görüldüğü gibi tüm LDL partikülleri değil kolayca oksitlenebilen çok küçük LDL partikülleri kalp rahatsızlığı ile ilişkilidir. Günümüzde hekimler gelişmiş Lipoprotein testi yaparak küçük LDL partiküllerin varlığını sorgulamak yerine LDL seviyesini Toplam Kolestrol, HDL ve Trigliserit seviyelerinden yola çıkarak  1960’lardan kalma bir formül ile hesap yoluyla bulmaktadır, bu formül kişinin beslenme şekli ve diyabet durumu varsayılandan farklı olduğunda oldukça hatalı sonuçlar vermektedir, LDL seviyesi hesaplama yerine ölçüm yoluyla bulunduğunda dahi kalp hastalığı riskini asıl arttıran küçük LDL partiküllerinin seviyesi hakkında bize bir fikir vermekten çok uzaktır. Peki o halde Tıp niçin bu anlamsız ve çürük sonuçlar veren  yöntemleri kullanmakta ısrar etmektedir? Bunun cevabını statin ilaçlarının satışından yılda 23 milyar USD gelir elde eden ilaç sektörünün bu gelirden vazgeçmek istememesinde aramak gerekir. Beslenmede tahıllar ve şekerlerden kaçınma, omega-3 takviyesi alma, bağırsak florasını iyileştirme gibi yaklaşımların kalp krizi riskinin asıl kaynağı olan küçük LDL partiküllerini azaltma konusunda çok etkili olduğunun da özellikle altını çizeriz.

b) Trigliseridleri 60 mg/dl seviyesine indirmek.

c) HDL seviyesini 60 mg/dl’nin üzerine çıkartmak.

d) Lipoprotein profilinde plak oluşumunun gizli nedenlerinden olan küçük LDL partikülleri, IDL, ve Lp(a)  seviyelerini düşürmek.

e) Tansiyon seviyesini (<130/80) düşük tutmak, küçük bir tansiyon yüksekliği dahi hasta ve kırılgan damarlarda plak yırtılması ve pıhtı oluşumuna yol açabilir.

f) Kan şekerini normal seviyede (≤100 mg/dl) tutmak. Diyabet kalp hastalığının baş risk faktörlerinden birisidir.

g) C-reaktif protein seviyesini <1 mg/l seviyesinin altına indirmek.

Yukarıdaki Hedeflere Ulaşmak için Diyet ve Takviye Tavsiyeleri

a) Günde 500-1500mg (Niyasin) vitamin B3 takviyesi alın, inositol içeren no-flush niyasin’den kaçının.

b) Günde 4.000 mg balık yağı (1.200 mg Omega 3 yağları içeren) takviyesi alın.

c) Vitamin D seviyesini 50 ng/ml ‘nin üzerine çıkarın, bunun için günde 2.000-5.000 u Vitamin D3 takviyesi alın, Kalsiyumu yumuşak dokulara (yani damar plaklarına) iletmek yerine kemiklere iletmek için yanında Vitamin K2 takviyesi de kullanın. Düşük D vitamini damar plaklanması ve kalp hastalığı ile ilintilidir. Kalsiyum takviyesi kullanmayın, özellikle kadınların Kalsiyum takviyesi kullanması damar plaklanması ve kalp hastalığı riskini arttırır.

d) Düşük Glisemik İndeksli bir diyet yapın. Fruktozlu Mısır Şurubu içeren gıdalardan kaçının, ekmekleri, unlu mamülleri, tahıllı mamülleri, kepekli gıdaları, tam buğday ekmeklerini ve benzerlerini diyetinizin dışına atın.

Yorum: orijinal makalede açıkça söylenmemekle birlikte görüldüğü üzere taş devri diyeti benzeri bir diyet yapılması önerilmektedir, Taş devri diyeti konusunda daha fazla bilgi için aşağıdaki makalemize başvurabilirsiniz: 

http://www.tddp.org/tas-devri-diyetine-bes-adimda-yumusak-gecis/

e) Lipoprotein profilinizi düzeltmek için çiğ badem, ceviz, zeytin yağı vb. tüketin.

Yorum: Dr. Davis kanola yağını da önermiş ancak kanola yağı ısıl endüstriyel işlemlerden geçirilerek elde edilen bir yağ olduğu için denature olmaktadır. Ayrıca Dünya kanola tarımının önemli kısmı GDO tohumlarla yapılır.  Benzer şekilde zeytinyağının da ısıl işlemden geçmiş tipini değil soğuk sıkım tiplerini tercih edin.  

f) Daha fazla protein tüketin. Vücut dokularımızın yapıtaşı proteindir, ayrıca protein kan şekerini de yükseltmez.

Yorum: Dr. Davis yanılıyor, aşırı protein tüketimi kan şekerini yükseltir. Bir öğünde 30 gramdan fazla protein tüketmeyin.

g) Günde 2 kadehten fazla olmamak şartı ile Şarap tüketin, kırmızı şarapta resveratrol vardır, bioflavonoid ve anti-oksidanların enflamasyon önleyici etkileri vardır.

Yorum: Orta seviyede şarap tüketen Fransız halkında  daha az kalp rahatsızlığı görülmesi gibi örneklerden  yola çıkılarak kalp rahatsızlığına karşı korunmak için bir çok kaynakta orta seviyede şarap tüketimi önerilmektedir ancak şarap ve diğer tüm alkollü içecekler karaciğer açısından toksiktir, Fransızlarda karaciğer rahatszılıkları iki kat daha fazla görülür, ayrıca orta seviyede alkol tüketimi  göğüs ve barsak kanseri riskini hafifçe artırır. Ayrıca alkol etkisi altında çeşitli kaza riskleri artmaktadır, buna ek olarak pek çok kişi dini nedenlerle bu tavsiyeye uyamayacaktır, bu nedenle bu tavsiyeye katılmamakta, bunun yerine resveratrol takviyesi  kullanmayı önermekteyiz.   

h) Günde iki çorba kaşığı öğütülmüş keten tohumu ile lif takviyesi yapın, ekstra lifler karaciğerin detoks işlevini destekler ve enterohepatik sirkülasyonu duraklatarak tüm vücudu destekler. Diğer bir lif tipi olan Psylium (metamucil) barsak hareketlerini düzenler ve lipoprotein profilini iyileştirir.

j) Fiziksel egzersiz ve kilo kaybı insülin hassasiyetini iyileştirerir, enflamasyon markörlerini azaltır, tansiyonu düşürür ve lipoprotein profilini düzeltir.

k) Günde 1.000 – 3.000 mg Vitamin C  takviyesi almak anahtar önemdedir, Vitamin C kolajen yapımında rol oynar, damar çeperlerini güçlendirir. Dr. Linus Pauling’in patentli protokolünde Vitamin C, L-proline ve L-lysine amino asitleri birlikte kullanılır, bu aminoasitler Lp(a) için reseptör gibi davranarak Lp(a) ve diğer küçük lipoproteinlerin daha az yapışkan olmasını sağlar , böylece bu lipoproteinlerin damar cidarlarına tutunma imkanı azalır.  Vitamin C diğer faydalarının ve kolajen yapımının dışında damar cidarının önemli bir bileşenidir.

k) Magnezyum takviyesi ucuz ve güvenlidir. Magnezyum yoksunluğu çok sık rastlanan bir durumdur ve kalp hastalığı riski ile bağlantılıdır. Magnezyum tansiyonu düşürür damarları gevşetir ve normal endoteliyal fonksiyon için elzemdir.

Yorum: Magnezyum ile ilgili TDDP makalelerine göz atmak isteyebilirsiniz: 

http://www.tddp.org/yasam-kivilcimi-magnezyum/

http://www.tddp.org/magnezyum-takviyesi-hakkinda-soru-ve-cevaplar/

 

l) L-arginine takviyesi azot okside çevrilmektedir ve azot oksit damar sağlığı için çok önemli bir maddedir. Furchgott ve diğerlerinin araştırmaları azot oksidin (NO) arteriel kasları gevşeterek damarları %50’ye kadar genişlettiğini göstermiştir. Azot oksit yokluğunda damarlar tekrar daralır, bu nedenle damarları açık ve gevşek tutmak için sürekli azot oksit beslemesi gerekir. NO yoksunluğu damar darlığı, damar plak gelişiminin hızlanması ile bağlantılıdır. L-arginine takviyesi damar plaklarını inceltir, endoteliyal fonksiyon bozukluğunu düzeltir, insülin hassasiyetini iyileştirir, enflamasyonları azaltır. Aç karnına günde iki defa 6.000 mg alınması önerilir.

Kolestrol İletimini Tersine Çevirmek için Fosfaditil Kolin Takviyesi

Kardiyolog Dr. James C. Roberts, intravenöz(damariçi) yada lipozomal olarak EDTA ile birlikte ağızdan uygulanan  fosfaditil kolin takviyesinin klinik başarıları üzerine pek çok sunum yapmışdır.  Ph..col ticari ismi ile anılan bu takviye Kolestrol Asil Transferaz Aktivitesini (LCAT) arttırmaktadır. LCAT kolestrolün damarlardaki plaklardan sökülerek karaciğere geri iletilip metabolik parçalanmanın ardından safraya aktarılması sürecini hızlandırmaktadır. Bu süreç aterosklerozik  plak oluşumunu tersine çevirir. Bu takviye günde 3 tablet şeklinde kullanılır, her tablet 900 mg fosfaditil kolin içermektedir.

Tiroid Fonksiyonu

Tiroid fonksiyonunu normalleştirin. Dr. Broda Barnes kalp rahatsızlığında düşük tiroid fonksiyonunun belirgin bir risk faktörü olduğunu göstermiştir. Bu sonuca Avusturya Graz şehrinin otopsi verilerinden yararlanarak ulaşmış ve ‘’şüphelenilmeyen rahatsızlık: hipotiroidizm’’ ve ‘’kalp rahatsızlığı bilmecesi çözüldü’’ isimli kitaplarında bu verileri sunmuştur.  Dr.Barnes sıklıkla tiroid laboratuar testlerinin güvenilmez olduğu hissine kapılmış ve bu nedenle daha ziyade klinik kanaatlerini kullanmıştır.

LipoProtein (a) seviyesini düşürmek için

Lipoprotein a , yani Lp(a)  kalp rahatsızlığı riski ile yüksek ilişkisi olan bir Lipoprotein tipidir. Kalp rahatsızlığı riskini azaltmak için Lp(a) seviyesini düşürmek hedeflenir, ancak kliniklerdeki konvensiyonel lipid panelleri  Lp(a) ölçümünü içermez. Sadece VAP (Atherotech) yada NMR (Liposcience) gibi  daha sofistike lipoprotein panelleri Lp(a) seviyesine ilişkin veri sunar.

Lp(a) ve  Lipoproteinler:

1) Lp(a) en iyi  (nmol/l) birimi ile ölçülür ve 75 nmol/l seviyesinin altında olması hedeflenir.

2) Eğer Lp(a) mg/dl birimi ile ölçülüyorsa  30 mg/dl seviyesinin altında olması hedeflenir.

3) LDL partikül sayısı (NMR)  600 – 700 nmol/l seviyesinin altında olması hedeflenir yada apoprotein B miktarının  50 – 60 mg/dl seviyesinin altında olması hedeflenir, küçük LDL seviyesinin toplam  LDL seviyesinin onda birinden az olması hedeflenir..

Lp(a)’yı  Niyasin ile Düşürmek

Niyasin B3 Vitaminidir, Lp(a)’yı düşürmede çok etkilidir, Niyasinin inositol içeren no-flush tipini kullanMAyın, aktif Niyasin kullanın, aktif Niyasinin yolaçacağı kızarıklığı önlemek için her tablet ile birlikte bir bardak su için, bazıları kızarıklığı önlemek için Niyasinin yanında aspirin almayı faydalı bulmaktadır.

Lp(a) ve Bio-Eşdeğer Hormonlar

Bio-Eşdeğer hormonlar kalp rahatsızlığı riskini azaltmada etkilidir.

Kadınlarda östrojen preparatlarının kullanımının kroner arter kalsiyum skorunu düşürdüğü gösterilmiştir.

50 yaş üstü erkeklerde bio-eşdeğer testesteron kremi Lp(a)’yı  Dr. Davis’e göre %25’e kadar düşürebilir. Araştırmalar yaşlı erkeklerde testesteron seviyelerini optimize etmenin koroner arter hastalık riskini %60 düşürdüğünü  göstermiştir.  DHEA kilo düşürmede ve insülin hassasiyetini iyileştirmede fayda sağlayabilir.

Lp(a) ve L-Carnitine

Günde 2.000-4.000 mg L-carnitine takviyesi (günde iki defa 1.000 mg) Lp/(a) seviyesini %7 -%8  oranında düşürebilir.

Kolestrol düşürücü statin ilaçları hakkında?

Dr. Davis toplam kolestrol ve LDL kolestrol değerlerinin kalp hastalığı riskini belirlemede anlamsız olduğunu itiraf etmektedir, bunun doğal sonucu olarak bu değerleri düşüren ilaçlar kullanmanın da bir anlamı olmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca bu ilaçların kas ağrısı ve kas zayıflığı gibi yan etkileri bu ilaçların uzun  vadeli kullanımını  olanaksız kılmaktadır.

Kadınlarda kemik erimesine  (osteoporoz) karşı kalsiyum takviyesi hakkında?

Dr. Davis kadınlarda kalsiyum takviyesi alanlarının kalp hastalığı riskinin plasebo alanlara oranla iki kat daha fazla olduğunun altını çizmektedir, dolayısı ile kalsiyum takviyesini tavsiye etmemektedir.

Kaynakça

kaynaklar için orijinal makaleye göz atın :

http://jeffreydachmd.com/how-to-reverse-heart-disease-with-the-coronary-calcium-score/

 

Özetleyerek çeviren: TDDP

Bu makale: http://www.tddp.org/kalp-krizi-inme/

 

By |2021-07-18T12:44:33+00:00Nisan 23rd, 2017|Sağlık|