AÇLIĞIN BEYİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

///AÇLIĞIN BEYİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

AÇLIĞIN BEYİN ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

 

TDDP yorumu: Açlığın beyin üzerindeki olumlu etkileri ve ilaç sanayisinin bu olumlu etkileri niçin görmezden geldiği ile ilgili olarak Doç. Dr. Mark Mattson’un yaptığı bir TEDx konuşması üzerine collective evolution web sitesinde yayınlanan bir makalenin özet çevirisini aşağıda bulabilirsiniz: Doç. Dr. Mark Mattson, John Hopkins Üniversitesinde öğretim görevlisi  olarak ve Yaşlanma Ulusal Ensititüsü’nde Sinirbilim Laboratuarının şefi olarak görev yapmaktadır. Kendisi Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların kaynak nedeni olan hücresel ve moleküler mekanizmalar konusunu araştıran en önde gelen araştırmacılardan birisidir.  

Dr. Mark Mattson’a göre üç öğün yemek ve arada atıştırmalarla geçen “alışıla geldik beslenme şekli” hem gıda sektörünün hem de ilaç sektörünün pohpohladığı ve onların cebini dolduran bir yaklaşım. E o zaman ne yapmalı? O kadar yemeyelim de aç mı kalalım yani?

Aç kalırsak ölür müyüz?

Çevirenin Notu: Muhtemelen aç kalmak yine evrimsel olarak düşünüldüğünde su içmek ve yemek yemek kadar doğal bir süreç. Sadece 10.000 yıldır yerleşik hayatta, bir tarım toplumu olarak yaşıyoruz ve şu an dünyada halihazırda günü hiç doymadan geçiren insan sayısı birkaç “milyar”dan fazla. Yani sürekli elimizin altında bizi doyuracak yiyeceklerin olması yeni bir durum ve bazı insanlar için hala bir hayal.

Son yıllarda yapılan açlık, oruç, fasılalı orucun etkilerini inceleyen bilimadamları vücudun ve beynin aç kalma durumuna mükemmel adapte olduğunu gösteriyor.

Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan ve geçen haziran ayında yayımlanan araştırma sonuçlarına göre oruç tutmak vücudun hücrelere “yenilenme” mesajı vermesini sağlıyor. Öncelikle vücut enerji tasarrufu yapma yönünde bazı hamleler yapıyor. Vücudumuz besin çokluğunda büyüme, besin azlığında veya yokluğunda ise büyümeyi durdurarak onarım moduna geçiyor. Mesela açlıkta, vücut halihazırda bulunan zarar görmüş ve yaşlanmış bağışıklık sistemine ait hücreleri parçalıyor. Böylece buradan enerji elde ediliyor. Diğer bir yandan hücrelerimizde zarar görmüş DNA’lar onarılmaya başlıyor. Bu da dolaylı olarak DNA’sı bozuk hücrelerin kontrolsüz bölünmesi sonucu oluşan kanseri önlüyor. Beyinde ise, açlık yeni beyin hücrelerinin üremesine, protein sentezini arttırarak varolan beyin hücrelerinin büyümesine ve hücrelerin birbiri ile bağlantısının güçlenmesine sebep oluyor. Bunlar aslında hafızanın güçlenmesi ve yaşlılıkta ortaya çıkan beyin hastalıklarının ortaya çıkmasını engellemesi açısından önemli.

Peki açlık sonrası vücuda tekrar besin girince ne oluyor? Açlık ile aktifleşen kök hücrelerinden yeni bağışıklık hücreleri üretiliyor ve böylece eski ve yıpranmış hücelerin yerini yeni hücreler alıyor ve bağışıklık sistemimiz güçleniyor.

Aç kalmak kolay mı?

5:2 diyeti

Açlık için önerilen bir yöntem haftada iki günü az yemek yiyerek geçirmek. 7 günlük bir program düşünüldüğünde ilk 2 gün normal öğünlerimizi yiyoruz, sonra 3. gün sadece 500-600 kalori civarı tüketiyoruz. 4. gün normal, 5. gün yine 500-600 kalori ve 6. ve 7. günler yine normal yiyoruz. 500-600 kalori tüketilen günler yağ ve proteini yüksek (mesela yumurta), karbonhidratı az besinler yemek önemli. Daha öncede söylediğimiz gibi karbonhidratlar çabuk enerji sağlasa da çabuk tüketilir ve açlık hissiyatı hemen baş gösterir.

Fasılalı Oruç

İkinci bir yöntem ise sadece sabah 11 ile akşam 7 arası yemek yemektir. Bu yöntemin diğer bir adı da fasılalı oruçtur. Otuz yaşını geçmiş, sportif bir yaşantısı olmayan kişiler için aslında 2 öğün yeterlidir. 11’den sonra geç bir kahvaltı yada direk öğlen yemeği, ardından da erken bir akşam yemeği şeklinde 2 öğün yemek yenebilir. Akşam 7’den sabah 11’e kadar yaklaşık 16 saat vücuda besin girmemesinden dolayı oluşan açlık sayesinde vücuda “yenilenme” mesajı verilebilecektir.

Oruç tuttuk tamam, ama ne yediğim ne kadar önemli?

TDDP Yorumu: Burada İngilizce’deki ”fasting” kelimesinin karşılığı olarak kullanılan ”oruç” kelimesi dinsel anlamda değil açlık anlamında kullanılmaktadır, bu nedenle bunu ramazan ayında tutulan oruç ile karıştırmayın, ramazan orucundan farklı olarak burada vücut susuz değil sadece aç bırakılmakta ve açlık dönemini takip eden yemek yeme döneminde iftar ve sahurda yenildiği kadar çok yemek yenilmemektedir, ayrıca fasılalı açlığa ek olarak enflamasyon yaratan gıdalardan uzak durulan taş devri diyeti tarzı beslenmek elde edeceğiniz sağlık faydalarını arttıracaktır. Bu konuyu daha iyi anlamak için daha önce yayınlanmış olan aşağıdaki makalelerimize de göz atın.

Ketojenik  diyet ile ilgili daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayınız.

Taş Devri diyetiyle ilgili daha fazla bilgi edinmek için buraya tıklayınız.

 

Ne yediğimizi seçer ve az yersek az tüketiriz. Hmmm bu bazıları için hiç iyi olmayabilir.

Az yiyip, yediklerimizde seçici olursak, bağışıklığımız güçlenir ve daha az hastalanırız. Hmmm… bu da bazıları için hiç iyi olmadı.

Çevirenin Notu: Orjinal yazıda aşırı, yapay ve kalitesiz karbonhidrat tüketiminin gıda ve ilaç sektörü için aynı anda nasıl bir kazanç kapısı olduğuna , yapay ve niteliksiz gıdaların sağlımızı bozarak bizi hasta etmesine ve ilaçlara bağımlı hale gelmemize yol açmasına değinilen paragraflar çevrilmemiştir. 

Yaşamak için yemek yemek tabii ki şart. Kanser, Alzheimer, Parkinson, kalp rahatsızlıkları, sindirim bozuklukları, fazla kilolar gün gelip kapımızı çalmadan yemek yeme alışkanlıklarımızı en baştan tekrar sorgulamamız gerekiyor. Yemek yerken ağzımıza koyduğumuz her lokmanın bize mi yoksa başka kar odaklarına mı faydalı olduğunu düşünmek ve ona göre hareket etmek için hala vaktimiz var.

Afiyet olsun 🙂

TDDP Yorumu: TDDP facebook grubunda orijinal yazının paylaşılmasının ardından bu yazıyı kendi deneyimleriyle birleştirerek ve özetleyerek çeviren TDDP takipçisi Dinçer Özoran’a  teşekkür ederiz.

Orijinal  kaynak: http://www.collective-evolution.com/2015/12/11/neuroscientist-shows-what-fasting-does-to-your-brain-why-big-pharma-wont-study-it/

Bu makale: http://www.tddp.org/acligin-beyin-uzerindeki-etkileri/

By |2019-01-11T22:36:10+00:00Şubat 5th, 2016|Ketojenik Diyet|